Bedbin ruhlu-yum..
Hile değil bu yaptığım,
Sadece seviyorum..
Güneşim,
Kalbim,
Gün ışığım..
Bir gün geldiğinde,
Aydınlanacak tüm sokaklarım..
Bedbin ruhlu-yum..
Hile değil bu yaptığım,
Sadece seviyorum..
Güneşim,
Kalbim,
Gün ışığım..
Bir gün geldiğinde,
Aydınlanacak tüm sokaklarım..
İçimdeki kız çocuğu öldü bugün!
Ürkek ve korkaktı; ona sunulan lunaparkta..
Güvenmeye başlamıştı, gerçek sevgiyle tanıştığını sanıyordu..
Yaşamaya başlamıştı oysa küçük kız, alışmaya ve sevmeye başlamıştı..
Bilmiyordu, duygularının, sevgisinin ve güveninin katiliyle tanıştığını..
O, sunduğu lunaparktaki oyuncakları acımadan kırdı, rengarenk olan her şeyi simsiyaha boyadı..
Nereden bilebilirdi ki sevginin sahte, lunaparkın mezarı olacağını..
O küçük kız öldü!
İki şehir,
Mesafeler engel değil..
Tuzaktı bana aşklar,
Ta ki düşene kadar gözlerine..
Garip bi huzur,
İçinde rengarenk oyuncakların olduğu lunapark gibi..
Aşk'ım İzmir,
Ruhum İstanbul.
Gün batımına eklenmiş gözleri,
Kıyıya vuran dalgalar rengarenk, huzurun..
Hangi çiçekten almış, ruhun izleri?
Rüzgara karışmış kokun..
Hayallerim loş, yarınlarım puslu..
Takılır mı kalbin, kalbime sonsuza?
"Olamaz mı, sevemez mi?" sorularım; boş kuruntu..
Elinden tutar, çıkar mıyım aydınlığa?
Haksız çıkar mıyım bu defa, pes etmemiş gibi..
Yeniden güvenebilir miyim, yenilmemişçesine..
Aşkı yaşayabilir miyim, günebakan gibi..
Vazgeçebilir miyim yitik duygularımdan, yaşamamışçasına..
Sarabilir miyim, gitmeyecek gibi..
Sevebilir miyim en baştan, hiç sevmemişçesine..
Direnebilir miyim, bırakmayacak gibi..
Yaşayabilir miyim duygularımı, sonsuzmuşçasına…
Kalbimdeki yaşlara; ipek mendil,
Bakışlarımdaki dalgalara; engin deniz,
Yazılmamış şiirlerime; mısra,
Eksik kalan ruhuma, eşfa olur musun?
Gönül evim sarkaç misali,
Her çarpışında, titreyen sevda nameleri..
Ölümden beter susuşları,
Mücrim edalı bakışları..
Yağmurlar fütursuzca başladı,
Son'bahar'ı bekleyen geceleri..
İki güneş arasına sıkışan günleri,
Tutulan dileklerin doldu miadı..
Mısra mısra yaşananlar başlangıcı,
Zindan eden sözler biter ve dönüşür çiçek bahçelerine..
Bugün aklına düştüm mü hiç?
Ben senin kirpiklerinin birbirine kavuşmasını özlerken,
Binlerce ruhtan benim ki farklı mı sende?
Okuduğun romanlardaki baş karakterde mi suç?
Olağan değil yasemin kokuları sen gelirken,
O senle doğan tüm cümlelerim mi ölümde?
Gel,
Kal,
Ve sonsuz ol bende..
Yaralı sevdalar, bitmeyen saudade’m!
Gönlümü sersem ömrüne, olur mu yama..
Senden gelen esintiler; fırtınam..
Telaşelerim hasret, kırgınlıklar düş yorgunluğuma..
Yüreğime hükmeder; mantığım..
Kavuşmalar buruk, umutlar her sabahın kıyısında..
Olmaz dediğim oldu,
Gelmez dediğim geldi,
Eğer bu rüyaysa, kimse uyandırmasın beni!
Denizlerim sustu,
İsyanlarım çekildi,
Vuslatım buysa, kimse uyandırmasın beni!
Sevdam mısralara doldu,
Yarım kalan sergüzeştimin beklediğine, değdi..
Güneşin sarkıtlarıysa bu, kimse uyandırmasın beni!
Zaman gibi sessizsiniz, hep sessiz..
Sizsizliğimde dölledim sevdamı, nedensiz..
Yaşamasakta 'anı' koydum adlarını…
Küllerimin sıcaklığında çöl çiçeklerim..
‘O’na susamışlığınızın farkında mısınız?
Eski söylediklerinizi bekler, işitselliğim..
Dudaklarınızdaki gökyüzü uçsuz bucaksız..
Hisler vakitsiz..
11 yıl sonra, bugüne...
İnşa ettiğim antik şehirde,
hücrelerim..
Gönlümden geçenler, kıyıya vuran,
korkularım..
Bakışlarına hasretlik halimde,
durgunluğum..
Düşer zamanım en olmazından,
eksikliğim..
Adında geçen hece gibi SER'de(n),
vazgeçmişliğim..
Yetim özlemler çıkmış nazarından,
hayallerim..
Kurak sensizliğim, bizsizliğimden,
bensizliğim..
Bilmem kaçıncı bu hüzün?
Sınandığım son dilek mi bu?
Verdiğim sınavlar bitti mi?
Şansın adı ‘temmuz’ mu?
Peki hayal ettiklerim, olmaz dediklerim..
Biraz daha sabır..
Taş duvarlar arasında açılmış çiçekler yakın…
Yokuş aşağı kırgınlıklarım,
Dengesiz ehsaslar, durulmaz telaşem..
Geçmişe dönülmez pişmanlıklarım,
Çalakalem hayat defterim..
Kabul olmayı bekleyen dileklerim,
Dua saatimde 'sen'li cümlelerim..
İz düşümü alınmaz dönüşlerim,
Bile isteye bekleyişlerim..
Kendime dahi söyleyemediklerim,
Bitmek bilmeyen vazgeçmeyişlerim..
Bugün yarım kalmışlığıma,
Bi ‘selam’ geldi..
Yazdıklarım, kanıttı yaşanmamışlığa,
Bekledi zamanda ama geçemedi..
Hüzünbaz duygularım dökülürken solmuşluğa,
Yeniden doğuşuma, ölüm gerekecekse..
Hayalden hakikat olacaksa..
İsmin üflenecekse yüreğime..
Tüm yollarım sana çıkacaksa..
Razıyım defalarca yarım kalmaya..
Saklanmış ışığın gölgesi,
Üvey küskünlüğü, kara..
Defnedilmiş hislerin sessizliği,
Susmaz, duyulur vaveyla..
Hak edilmemiş bir ayrım,
Bahanesi feryat figan..
Rıhtımda bekler neşesi,
Gelebil'sen', kavuşacak;
Bitecek yalnızlıklar..
Bazı akşamlar kaybolurum şarkılarda..
Her yer karanlık, yönüm yok çıkmaz sokaklarda..
Sessizlik galip, sensizlik ebedi korkularımda..
Esareti bitirme zamanına var mı daha?
Sen kimsin?
Nerdesin?
Ne zaman geleceksin?
Duvarlarımı yıkmak kolay değil!
Solgun ruhumda açılan yaraları sarmak..
Dalıp gidişlerimdeki sadeliği anlamak..
Sarılmanın sıcaklığını hissetmek..
Çürümüş sevgisizliğimin bitkinliği..
Yeniden sevme ihtimalimin bekleyişi..
Hiç kolay değil!
Hem de hiç..
Sessiz bekleyiş zamanı şimdi..
Bugün o’nun günü, yaş 33!
Soluksuz söylemiştim sen’li cümleleri..
Dudaklarından dökülen ismim; bekler küskün geceleri..
Gaflete düşer, cürmü kadar yanar gönlüm..
Son veda karanlık, tenha; ölüm baki..
Ayrılışında akan yaşlar efsunlu, o an dün gibi..
Ah bu ben! Islağında kaldı duygularım, umutsuz gözleri..
Yaftalanmış benliğim; ve mayalanmış ümitlerim..
Naftalin kokulu anılarım, rutubet tutmuş..
Karanlık bir oda, umutlar sandık içine gizlenmiş..
Hayalim bu değil, içimdeki çocuk sergüzeşt istermiş,
Lavanta keselerinde duygularım, unutulmuş..
Güneşin sarkıtlarında an’lar, suya düşmeyi beklermiş..
Ölgün çıkmaz sokaklar; keşkeleri biriktirmiş..
Ne yöne gitse eksik, ne yöne gitse yalnızlaşmış..
Giyotin çaresi; gün doğumu boşa çabalamış..
Bazen sadece beklemek gerekir..
Gelmeden, veda etmek..
Görmeden, sevmek..
Yaşamadan, hayal etmek..
Bazen sadece susmak gerekir..
Söylemeden, anlaşılmak..
Duymadan, hissetmek..
Olmadan, şükretmek..
Bazen sadece olmayacağını bildiğin duayı dilemek gerekir..
Yer ben, gök sen..
Ve asla kavuşamayacağını bilmek..
Bile bile istemek..
Bazen sadece uzaktan sevmek gerekir..
Sadece sevmek!
İnsan tanımadığı birine aşık olabilir mi?
Huyunu suyunu bilmeden, yanabilir mi?
Tek olmadan, yokluğuna alışabilir mi?
Şehirler arası mesafelerde en yakını hissedebilir mi?
Daha önce hiç olmamış gibi sevebilir mi?
Özleyebilir mi, gözlerindeki yansıyan gökyüzünü?
Deniz kokusunda konuştuklarını tekrar tekrar hatrında dinleyebilir mi?
Düşünde görebilir mi ellerini ellerinde?
Anka kuşu, vuslatı bekleyebilir mi?
Evet..
Gölgemden sev beni, karışalım aşkla..
Bilmem kaçıncı şarkı bu,
Kaçıncı şiir gözyaşlarıyla yazılan..
Düğümlenmiş sözler, mürekkebim noksan..
Yokuş aşağı tüm gidişler, buğulu dile gelişler..
Tellerle çevriliydi oysa kalp,
Sesim duyulur mu çarpıntısından?
Gözlerinin rengi, gecenin suskunluğu..
Garip bi duygu!
Ben galiba sensedim..
Gözlerinden uzak değilim,
Bir kirpik mesafesi..
Kahvemin sadeliği,
Sana yanıklığım..
Çiçeklerim solgun,
Güneş doğmayacak sanki..
Baharım yakın mı?
Gelir mi beklediğim aşk?
Deniz kokusu,
Dalga sesi,
Huzur..
İçimde bir his, 'yanlış seçim' diyor!
Duygularıma pranga gerek!
Bir esinti,
Fırtına, kıyamet,
Ruhum..
Bir yanım eksik, bir yanım fazla..
Düşlerime pranga gerek!
Kalabalıklar,
Keşkeler,
Yalnızlığım..
Bana, sen gerek!
Issızlaşmış benliğimdeki merhemim olur musun?
Prangalarımı tozdan çıkarır mısın, sonsuz bulutlara götürür müsün beni?
Lal duruşumdan kurtarır mısın?
Özgürlüğüm olur musun?
Sevdiğim..
Sevgilim..
Hiç iyi değilim!
Deneme tahtası misali hayat..
Ya devam edersin yaşamaya, ya yitip gider hayallerin..
Keşkeler kalmasın içinde!
Dene!
Yanıl, yenil!
Kalk ayağa ve devam et!
İnan,
Her şey çok güzel olacak!
(Konyaaltı- Antalya)
Oyuncağı alınmış bir çocuk gibiyim.
Ağlıyorum.
Sadece onu istiyorum, benim olanı!
Hayatın en acısı bu benim için!
Daha büyümedim, görmedim zorlukları; aşk acısı yaşamadım henüz…
Kaybetmek, vazgeçmek yok!
Bedelini şimdi mi ödüyorum?
Belki..
Keşke her şey çocukluğumuzda ağladığımız gibi; saf ve temiz duygularla bir oyuncak için olsa..
Gökyüzüne ulaşsam, dokunsam bulutlara..
İç çekişlerim durulur mu?
Seni görsem, kapılsam duygularına..
Nefes alır mı yarım kalmışlığın, biz olur mu?
Zor değil, yok değil!
Sargılar yaralarına..
Bekleyişim, yarınlara!
Dün gece; sana o kadar yakın, kalbine uzaktım..
Gözlerini kaçırırken, sözleri(m) şarkılarında,
Daha da saklandı suskunluğum..
İçten içe hissettiğim bu duygu..
O sahnede sen!
Sana aşkla bakan ben!
İzlerken geceyi kaybolmuş duygular..
Dün gece bana şarkılar,
Her sevgi zamanla biter mi?
Geçirilen anlar, verilen sözler..
Dökülen yaşlar, uğruna feda edilen aşk geçer mi?
Garip değil mi canın, an olması..
Yeni bir adım atmaya korkar olmuş kalpler..
Keşkeler…
Sanrılar…
Hep yanım, yanınmış gibi..
Asla!
Aşk yalan!
Sevgi boş!
Ruhum enkazlarda..
Yalnızlığı emek emek büyüttüm..
Şarkılarım, sözlerim o’na.
Başka bir dünyada olur muyduk seninle?
Gönlümdeki yaş, yolumdaki yas ile..
Emanetti hani dudaklarımdaki buse?
Sen kayıp giderken yüreğimden..
Gözlerim sessiz..
Kim kaldıracak bu enkazı?
Caddeler karanlık,
Sokaklar puslu,
Gece kör..
Ben seni içimde çok büyütmüşüm..
Gidişin..
Sözlerim lal!
Kadehler hiçliğine..
Anlamsızlaşan, duygusuzlaşan, çaresiz..
Nerede büyük hayaller?
Birdenbire yıkıldı sana dair her şey.
Ötenazi bekler sinmiş düşler..
Biten bitti, kalan eksik, giden yitik.
Hiçbir şeyin ilacı yok!
Düşmekten korkma!
Kavuşmak gibi; yalnızlık!
Özgür bırak Can’ı!
Ya şimdi, ya hiç!
Gökyüzünde gizli ruhumun saydamlığı,
Benliğim, sözlerinden utanır..
Canımı acıtan anıların saflığı,
Kurutulmuş zamanlar..
Bırak gideyim, unut kırgınlığı..
Mevsimlerim aşka dair..
Kolay değil gönlün suskunluğu..
Değişmedim!
Sadece uzaklaştım..
Duyulmuş mu acısı yüreğin?
Bilinmezliğin tınısı, kışın pusu..
Gözlerin kusuru..
Kabul mü vazgeçiş?
Süslü cümlelerin ayrılığı..
Ne kör duygular, ne dilsiz..
Esen yel mi güzümü güldüren?
Güzel gülüşün mü, senliği hissettiren?
Varlığın hoş geldi!
Sözlerin,
Gözlerin,
Kalbin; benim!
Artık tüm şarkılar bizim için!
Bağlandı, acıttı bakışları..
O kadar ucuz muydu ruh?
Deryasında boğulurken aşkın..
Zaman izlerini siler mi?
Deniz kenarı, kahve kokusu, sen..
Erken miydi sahiplenişi, cevşen yüreğin?
Gün doğar elbet, gelecek yakın.