23 Ocak 2012 Pazartesi

Feryat Figan




Yılların yalnızlığı, üzerime yığılıyordu... Kaçıp kurtulmak istiyordum, yapamıyordum. Çırpındıkça batıyordum. İtiyorlardı, karanlıklarda bırakıyorlardı beni.
Sisli sokaklarda, arkamda biri varmışcasına; hızlı adımlarla yürüyordum, gittiğim yerden habersiz. Feryat figan üşüyordum, yitik hayatımın her anında...

Yıpranmış, küf tutmuş kalbim donmamak için; attıkça atıyor; kendini harap ediyordu. Bir umut, güneşi arıyordum ama kara bulutlar onu benden gizliyordu, yönümü bulamıyordum. Kaybolmuştum, savrulmuştum, sonbaharımda.

Sitemlerle avunuyordum, kendimi kendime şikayet ediyordum. Faydası yoktu, merhametli oluşum; nefretimi dizginliyordu. Nefret edemiyordum.

Bir çıkar yol bekliyordum, uzanacak bir el; yalnızlığım geliyordu aklıma; bir adım geri atıyordum; atılacak o kadar ileri adım varken... Denk gelmiyordu 'ben'li cümlelerimde, 'aşk' kelimesi. Hep 'yalnızlık'la bütünleşiyordu, tamamlıyorlardı birbirlerini; ayrılmayacakmış gibi.

Bir ses duydum uzaktan, çok uzaklardan... Ama yanımda gibiydi; sıcaklığını hissediyordum. Nefes alışını, kalp atışlarını... Açmıyordum gözlerimi, hayalse, giderse diye... Korkuyordum, gitmesinden; bulmuşken kaybetmekten korkuyordum.

23.01.2012 14:58 Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder