9 Ocak 2012 Pazartesi

şimdi sıra beyaz atlı prens'te!

Nereden başlasam bilemedim aslında..
Biraz sıkıldım hayattan, biraz mı(epeyce)? Sustum, olmadı; izledim, olmadı; ağladım, olmadı. Bu arada hep yazdım. Sıkılmadım, sadece bundan! Tek başıma kaldım, yaptıklarımdan pişman olmadım.
Kendimi suçlamadım, yaptığım bir şey yoktu çünkü.
Sadece sevmek istedim, gerçekten sevilmek. Gözlerimde onu görmeyi...
Neredeydi o?
Karşıma çıkmış mıydı?
Ben görememiştim belki de, çıkmamış da olabilirdi...
Zamanı mı kolluyordu, ona sunacağım fırsatı?
Sorun da buydu ya zaten! Fırsat vermemem de...
Kendime şans tanımıyorum ki, karşımdakine he! diyeyim.
Ama tabularımı birbir yıkıyorum, bu da onlardan bir tanesi.
Aşk'tan korkulmaz ki.
Sevmeye baksana, sevilmeye.
Mutlu olmanın zevkine varsana, duygularında olmasına, kalbine dokunmasına.. Ellerinin sıcaklığı ile gözlerinin içindeki Sen'i çıkarmasına, biz yapmasına izin versene.
Ne duruyorsun?
Yık tabularını, aç kalbini.. ki sende sevebilesin.

09.01.2012 09:21 Pazartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder