7 Haziran 2012 Perşembe

Ben, sen, o ve diğeri




Uzun zaman sonra sana yazıyorum bunları. Belki gerçekten merak ettin beni, belki de bir insan olarak sadece 'nasıl?' diye sordun, belki de...

Duyduğumda içimde bir burukluk hissettim, kalp ritmlerim değişti. Bana sormuşcasına kala kaldım, telefonda iki kelime edemedim. Kahvemden bir yudum aldım, konuşamadım; sanki yılların verdiği bir acı takıldı boğazıma. Yokluğuna tam alışmışken her seferinde, o anları kolluyormuşcasına karşıma çıkman...

Hiç adil değil!

Yeni bir hayat kurmuşken kendime, 'aşk'ı yeniden yaşamaya başlamışken, yine çıka geldin. Sende benim kadar biliyorsun, acı ile aşk'ı. O gaddar adamın, o kız için ağladığını... Bunları bana söylerken ki, gözlerinin dolmasını, benim gözlerimden dökülen yaşı... Hepsini sende, bende çok iyi biliyoruz.

Şimdi ben sana bunları yazıyorum da, sen fütursuzca devam ediyorsun hayatına. Benim yazmamın tek nedeni; platonik olan bir aşkın acısını 'kendi kendime' çekmek.

Bil istedim.

Sonu gelmeyecek bir hikayedeyiz; Ben, sen, o ve diğeri...

08:06.2012 08:06

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder