22 Mayıs 2012 Salı

Aşk, arkadaşlık, dostluk..

Hayat!
"Ahh..ah.." dediğinizi duyar gibiyim.
Hayat o kadar da karmaşık değil aslında.
Onu bu hale getiren, insanların söyledikleri altında farklı anlamlar arayan, çözümlenmesi kolay olan bir olayı, karmaşa içine atıp, oradan çıkamayınca da yakınan bizleriz.
"Yoruldum", "bıktım" gibi sözler dolanıyor dillere. Bunları da söyleyen 20'li yaşları geçmeyenler, arkadaşlarım hatta eski ben..
Nedir bu isyan?
Nedir bu bıkkınlık?
Daha yolun yarısına gelmeden, daha tam anlamıyla hayatın mutluluğunu ve mutsuzluğunu görmeden bu keşfin niye?
Aşk acısı mı çekiyorsun, yoksa aldatıldın mı? Sevdiğin kişi tarafından ret mi edildin yoksa?
Yazık..
Bunları bende yaşadım.
Olabilecek, yaşanacak, yaşanması gerekenlerdir.. Bunları yaşamadan, büyüyemezsin.
Empati kuramazsın karşındaki ile dinlemezsin bile, senin için önemi yoktur diye düşünürsün.
Hayatı anlamaya çalışmak aslında en büyük hata!
Bunun yerine kendini anlamalısın, dinlemelisin. Deniz kenarına gidip, kokusunu içene çekmelisin. Dalga seslerini dinlemelisin, martılara gevrek atmalısın. Bir kaç fotoğraf çekip o anı ölümsüzleştirmelisin belki de..
Kendini soyutlamak yerine, hayata inat edip daha çok yaptıklarından zevk almalısın.
Eğlenmelisin, gezmelisin. Bir hobi de edinebilirsin, bir sürü ücretli-ücretsiz kurslar var onlara katılmalısın. Eminim iyi gelecektir.
Hala mı düşünüyorsun? Çok mu umutsuzsun? Acı mı çekiyorsun?
Aslında gerek yok, boş yere yapıyorsun...
Mutlu olman için o kadar çok sebep var ki; aşk, arkadaşlık, dostluk..

Aşk;
Bir anda olur ve ömrü kısadır(malesef). Kime, nasıl, nerede aşık olduğunuza da bağlı. Metroda koltukların karşılıklı olmasından( ki nefret ederim) kaynaklanan bir durumdan, yolda yürürken, bir yandan da telefonla konuşup karşınızdan gelen kişiyle çarpışınca kitaplarınızın düşüp anlık bakışmanızdan, belki de arkadaşınızı ziyarete gittiğiniz ofiste çalışan arkadaşından dolayı etkilenebilirsiniz. Önceleri biraz bakışır ( liselilerin tabiri ile : kesişir ), muhabbetlere katılır, sonra gittiğiniz mekanda tesadüfmüşcesine yanına oturur ve ondan adım beklersiniz. Olaylar ard adına gelişir ve bir bakmışsınız ki sevgili olunuverilmiş( aman tanrım!). Ne ala.. O da sizden hoşlanmış ise tabi.. Ama film gibi gelir bunlar size şimdi de; yaşadım. Aynen böyle oldu. Neyse önemli olan bunu hissedebilmektir. Bir defa hissedilmez aşk! Aşık olunabilir, olunduğu sanılabilir. Aşık olduğunuzu hissettiğiniz an, sadece düşünün ve bir karara varın. Gerçekten aşk mı? O buna değer mi? Kişiliksiz birine aşık olursanız eğer, öyle bir yola girersiniz ki ne dönemeci olur ne de yol ayrımı. Ve dönüp baktığınızda geri de koca bir karanlık önünüzde de koca bir duvar olur. Ne ileri gidebilirsiniz ne de geri. O yüzden iyi seçim yapın. Aslına bakılırsa da çok büyük yaşamayın, yaşatan birini bulun.
Ben bulabileceğime inanıyorum, sizde inanın ve kendinize güvenin!


Arkadaşlık;
Sevdiğim kelimelerden biridir ama basitleşti artık. İnsanlar çıkarları uğruna, iki dakikalığına bile arkadaş olabiliyorlar.
Yalnız bir gittiğiniz bir cafede tavla oynamak amacı ile edinilen kişidir.
Ya da kimseyi bulamadığınızda, canınız sıkıldığında ilk akla gelenlerden sonra, telefon rehberinden sırayla bakılan ve gelir belki diye aranılan kişi de olabilir.
İşi düştüğünde mesaj da atabilir bu kişi, hiç olmadık bir yerde de karşınıza çıkabilir.
Lafta 'kardeş', 'dost' kelimelerini huy haline getirmiş biridir bir de.
Bu kişileri zamanla tanır ve anlarsın. Fazla konuşmaya da gerek yok aslında, lafta kişiliklerdir hepsi bu.
Bunlardan uzak durulması ve oda sıcaklığında bile saklanmaması rica olunur!

Dostluk;
Bunun anlamı çok büyüktür benim için, dostum sayılıdır. Ailemden sonra gelirler mesela. Çok severim, çok değer veririm. Her anında yanlarında olmaya çalışırım. Arayıp soramasakta her gün birbirimizi; biliriz ki aklımızda ve kalbimizde. Öyle kırılmayız da birbirimize. Telefonla aradığımızda hiç bir şey olmamış gibi, devam ederiz konuşmaya. Arada kırgınlıkta olur tabi; o da dostluğumuzun verdiği şambalili tatlı olur :) Dostluğun belli bir süresi de yoktur hani; biri liseden diğeri dersaneden diğeri de meşhur BT'dendir. Acımızıda paylaşırız, sevincimizi de, üzüntümüzü de.. Yeri gelir kızarız, bağırırız, uyarırız da. Ama kötü düşünmeyiz. Çünkü severiz birbirimizi.

İyi ki dediklerim, iyi ki varsınız..

Bunlar vardır işte hayatta.
Hayatta bunlar vardır; hayatımda, hayatında, hayatta...
Hala mı düşünüyorsun, kendini duvarlar arasına saklıyorsun?
Silkelen kendine gel, yaşa!


*Not :Sen benim hayatımda neredesin?
Ya da hiç bir yerinde...
Bir düşün..

20.07.11 12:01

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder