22 Mayıs 2012 Salı

İskele - Sancak



Ne Pazar, ne Pazartesi, Ne Salı...
Günlerin ne önemi var ki?
Üzüldüğün, özlediğin, sevdiğin gelmedikten sonra...
Acın her geçen gün arttıktan son ne değişir?
Rüyanda gördüğünde, mutlu olursun. Sarılırsın gerçekmişcesine, öpersin. Kokusunu içine çekersin, hiç gitmeyecek gibi.
Hep, her zaman yanında olacakmış gibi.
Seversin, gözlerini kapatırsın ve onu hissedersin.
Onunla gittiğiniz piknikteki uçurtmayı hatırlarsın. El ele uçurduğunuz, düştüğünde ipi dolanan ve açmak için uğraştığınız uçurtmayı. Çekildiğiniz fotoğraflar gelir gözünün önüne, için acır. Gözlerin dolar, mutluluğun( mutlu olduğun kişinin) rüyanda olduğunu anlarsın ve susarsın.

Kendine yalan söylersin, 'gelecek elbet bir gün'...

Hayatında kimseyi istemezsin, istesen de olmaz ya.

'Bir bu derdin olsun' diyen arkadaşlarını anlamaya çalışırsın, anlayamazsın.
Olmaz.
Yaşadığın hataları tecrübe edinirsin kendine. Aklına gelir, duraksarsın. Kendine zarar vermeye başlarsın, çevrendekilere, herkese...

Çeki düzen vermenin zamanının geldiğini bilirsin ama yapamazsın. Bir türlü kendi söküğünü dikemezsin, terzi misali. Bütün dostlarına akıl verirsin, onların hayatının kimi zaman yola girmesini sağlarsın ama iş 'kendin' oldun mu, olmaz!

Şimdi hayat, bana böyle aptallıklar yapıyor ya hani..
Artık dümen bende, iskeleyi de sancağı da ben belirlerim!

İşte o kadar...

16.05.2011 09:09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder