22 Mayıs 2012 Salı

Velev ki sevdim

Kordon'da yürüdüğümüz düştü aklıma, en sevdiğim çikolata yerken... Yaptığın şaklabanlıklar, oturduğumuz bankta söylediklerin, bana AŞIK gibi bakışların, gözlerinin gülmesi, benimle mutlu olman...

Gittiğimiz Alavara'da yarım porsiyon söylenen makarnayı yiyememdiğim gibi, yarım kaldık... Üzerinden yıllar geçmesine rağmen, aklıma gelebiliyorsun, kader!

Biraz çocukluk, biraz deneyimsizlik biraz da aptal aşık rolü... Rolüme kendimi o kadar adapte etmişim ki, perde kapanmasına rağmen, hala oynuyorum.

Oysa selam vermiş ve bitirmişiz. Alkışları duyamadığımdan, anlamamışım.. Ya da gözüm kör, kulaklarım sağır..
Hiç bir şey söyleyemeden bitmiş.

'SEN' gitmişsin. Hala kabul edemezken, kendimi toparlayamaz iken, tebrikleri kabul ediyorum. Olumsuz eleştirileri...

"Zaten olmazdı" demeleri, dinliyorum. Kulaklarımı kapatıyorum, görmüyorum onları. İnanmak istemiyorum, ben bir perde daha oynamak isterken, oyunu bana göre değil de hayata göre düzenlemek gerekirmiş. Geç oldu ama öğrendim. Yapacaklarım arasında, bir oyunun konusu kadar oyuncular önemli. Oyuncuyu seçmek ve eleme yapmak gerek.. Biraz zaman alsa da, gerekli olan başrol oyuncusunu seçmek!

Ben o oyuncuyu sevdim.


Salı, Nisan 26, 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder