22 Mayıs 2012 Salı

Graal'la Sunulan



Ve 'o an'.
Değişir her şey...

Bir anda aklın başına gelir, tutamazsın kendini. Söylersin içinden geçenleri. Paylaşırsın bir ufak sırrını. 'O an' yapayalnız yürüdüğün, düştüğünde seni kaldıracak biri yokken, çıkıverir karşına!

Dilin tutulur, gözün görmez, ellerin titrer : 'Yeniden mi?' dersin, tutarsın elini şaşkınlıkla.
Boş yere avunduğun günler gelir aklına, yazdıkların, söylediklerin... Bir tebessümle bırakırsın onları geride..

Artık hayat, sana en güzel günlerini Graal'la sunmaya başlayacak diye düşünür ve beklemeye başlarsın; umutla. Farkına varırsın, her şey mutluluk vermeye başlar. En çokta, kendini kandırmaktan vazgeçtiğin için gülümsersin, içten taa derinlerden.

Uzun zamandır olmadığı gibi, olmayacağını sandığın ama şu an olması gerektiği gibi.

Ne zaman gelecek diye beklediğinin gelmediği, yine de senin beklemekten bıkmadığın (bıkmayacağın) gibi. Buğulu camlarda kalbin içine ismini yazıp, kalbin diğer kısmının boş kaldığında camda yansımanı görürsün ve 'o an' garipsersin.
Baka kalırsın cama, bakarsın da kalbin yarısını bulmak istersin.

Olur belki ha? dersin.
Beklersin, beklersin...

Ne gelen var ne de giden. Giden oluyor da, gelen niye yok! dersin..
Ve yine beklersin..

Hiç ummadığın 'o an' çıkar işte karşına.

Şans dilersin kendine ve ona AŞK'a adım adım ilerlersin..

Pazartesi, Mayıs 09, 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder