22 Mayıs 2012 Salı

Son'um

Bu yazıya başlamak için 44 dakikadır, ekrana bakıyorum. Nasıl başlasam, nasıl söylesem, nasıl ? diye düşünüyorum.. Ama bir yerlerden başlamam lazım ki, bitsin.. Seninle başlayıp, bittiği gibi.
Evet, tam iki sene önce bugün. 14 Haziran 2009. Meşhur tarih.
İşte o gün bittik, bittin, bittim..
Çok güzeldi, özlüyorum.
Gülümseyerek hatırlıyorum her anı.. İlk sibsimiz, sinema biletlerimiz, bana aldığın bileklik, parfümün ve yüzüğümüz.. Hepsi duruyor, kıyamıyorum atmaya. Kaç defa o gittiğimiz bankta oturup, atmaya karar verdim, ama yapamadım. Olmuyor işte. Şarkılarımızı dinliyorum, ağlıyorum. Gözlerimde hayalin, kulaklarımda sesin, ellerimde ellerin, ceketimde kokun var hala..
Gittiğimiz konserde söylediğin 'benim sonum sen ol', hatırlıyorum da.. Benim sonum sen oldun aslında.
Öylece kala kaldım.
Ama suç bende, sen bilmiyorsun. Sen değil ben seni aldattım aslında, ben oyun kurdum sana. Ben yaptım...
Olmayan biri gibi davrandım, seni hayali biriyle konuşturdum. Ben yaptım hepsini. Ve sana ayrılalım dedim. Çok karışıktı aklım, herkes birşey söylüyordu. Üzer seni, sevmez, hak etmiyor.. Niye dinledim ki, sana böyle bir oyun yapıp ayrıldım?
Çok çektim bunun pişmanlığını, tam iki sene..
Bugün o gün, itiraf ediyorum. Öyle biri yoktu, ben seni kandırdım. Kendimi kandırdım aslında, seni sevmediğime inandırdım.Oysa ki..
Bunu söyledim. Şimdi içim çok rahat.
Suçluluk hissetmiyorum.
Belki başka bir şekilde ayrılacaktık, belki de ayrılmayacaktık. Neyse çnemli değil, ben kendimi affettim, bunu yapacak cesareti bulmam zaman aldı. Sen affetsen de afetmesende fark etmez artık.
Çünkü ben yazarken ağlarım diye düşündüğüm bu yazıyı, hala sakinlikle bitirebiliyorsam..
Bir şeyler değişmiş artık.
Değişecek de, hayatıma yeniden biri girecek ve SON'um olacak!

14.06.2011 17:13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder